Astım okul çağındaki her 7 çocuktan 1’inde görülüyor!

Okul Çağındaki Her 7 Çocuktan 1’inde Gözlenen Astım

İSTANBUL (İGFA) – Astım, çocuklarda en yaygın kronik hastalıklardan biridir ve dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkilemektedir. Astım belirtileri tedavi edildiğinde kaybolabilir, ancak bu durum her çocuk için geçerli değildir. Hastalık kontrol altına alınmazsa yaşam boyu devam edebilir ve okul kaybına neden olabilir.

Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, astımın kontrol altına alınmasının, hekim, ebeveyn ve çocuğun işbirliği ve düzenli takiplerle sağlanabileceğine dikkat çekmektedir. Doğru tedavi ile çocuklar sosyal aktivitelere katılabilir ve okul hayatlarını sorunsuzca sürdürebilirler. Çocukların düzelmesi durumunda hemen ilaçları bırakmamaları gerektiğini vurgulayan Çetinkaya, aksi takdirde hastalığın ilerleyip kalıcı izler bırakabileceğine dikkat çekmektedir.

ÇOCUKLARDA ASTIMIN 4 ÖNEMLİ SİNYALİ!

  • Düzelmeyen öksürük
  • Sık sık nefes alma veya nefes alırken zorlanma
  • Hırıltılı solunum (vizing)
  • Efor sırasında nefes almakta güçlük çekme veya hırıltı oluşması (özellikle koşarken veya spor yaparken)

Astım, solunum yollarının kronik olarak iltihaplanması sonucu daralması ve aşırı duyarlılık göstermesiyle ortaya çıkan bir solunum hastalığıdır. Astım, atopi (doğuştan yatkınlık), alerjenlere yoğun maruz kalma, evde sigara içilmesi, hava kirliliği ve sık solunum yolu enfeksiyonları gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, astım ataklarını önlemek için çocukların ilaçlarını düzenli kullanması, sigara dumanından uzak durması, evde tozdan ve hayvan tüyünden kaçınması, kokulardan uzak durması gerektiğini belirtmektedir.

OKUL YÖNETİMİNİ MUTLAKA BİLGİLENDİRİN!

Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, hafif astımı olan çocukların bile bazen ağır astım atağı yaşayabileceğini belirtmektedir. Bu nedenle, öğretmenlerin ve okul yönetiminin çocuğun durumu hakkında bilgilendirilmesinin önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bu sayede, okul yönetimi acil durumlarda hazırlıklı olabilir ve doğru müdahalede bulunabilir. Ayrıca, çocuğun tetikleyici ortamlardan uzak durması sağlanabilir. Prof. Dr. Çetinkaya, örneğin spor derslerinde özel düzenlemeler yapılması gibi çocuğa destek olunabileceğini belirtmektedir.

Related Posts

Bağırsağın ruh hali: Depresyon mu, flora mı?

Aniden çöken moral, açıklanamayan kaygılar, sebepsiz huzursuzluk… Bunların hepsi psikolojik olabilir ama kaynağı psikolojiniz değil; bağırsaklarınızdaki sessiz değişim olabilir. Serotoninin %90’ı beyinde değil bağırsakta üretilir. Depresyon, anksiyete ve hafıza sorunlarında bağırsak-beyin hattı giderek daha çok konuşuluyor. Ve evet: Probiyotik bazen antidepresandan güçlü olabilir.

Mikroplastikler insan beynine kadar sızdı: Etkileri neler?

Bilim insanları, mikroplastiklerin insan beynine kadar sızdığını duyurdu.

“Obezite ameliyatı geçirenlerde revizyon cerrahisi girişimi yaygınlaşıyor”

“Obezite ameliyatı geçirenlerde revizyon cerrahisi girişimi yaygınlaşıyor”

Kolesterol bildiğiniz gibi değil

Damar sertliği ve kalp krizi dendiğinde akla hemen LDL yani kötü kolesterol gelir. Tek suçlu gibi düşünülür… Oysa LDL yüksekliği, bu sorunların nedenlerinden sadece biridir… Çünkü başka tehlikeler de vardır.

Kalça kırığı kader değil

Osteoporozun en çok korkulan sonucu kalça kırığıdır. Çoğu zaman bir düşme ile başlar ve hayat boyu sürecek sorunlar kalır. Kırıktan sonra ameliyat, uzun hastane süreçleri, yürüme kaybı ve bağımsızlığın yitimi söz konusu. Peki kimler daha riskte, ne yapabiliriz?

Yanlış pişirilen et kansere davetiye çıkarabilir

Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu, sağlıklı bir bayram için doğru beslenme önerilerini sıraladı. Özbingül, “Eti sebzelerle pişirin, mangalda yüksek ısıdan kaçının, etleri dinlendirerek ve marine ederek tüketin” uyarılarında bulundu.