Şubat 3, 2025

Türkiye’nin Güncel Haber Forumu – ForumKamp

Güncel haberlere hızlı erişim: Ekonomi, spor, teknoloji, magazin ve dahası ForumKamp ile sizlerle!

ABD çıktı İngiltere girdi: Irak’ta petrol savaşları

ABD’nin Irak’tan askerlerini çekmesinin ardından devreye İngiltere girdi. İngiltere, 1930'larda terkettiği Irak'a geri dödü. Musul, Kerkük ve Erbil'in tam ortasına, İngiliz askeri üssü kurulacak.

Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından herkes, HTŞ güçlerinin arkasında kim olduğunun ve ‘ne oluyor’ sorusunun yanıtını arıyordu. İsrail Suriye’yi işgale başlarken İngiltere’nin bölgedeki rolüne Odatv dikkat çekmişti.

İşte o haber:

Ekonomim yazarı Zeynep Gürcanlı da bugünkü “İngiltere, Irak’a geri dönüyor” başlıklı yazısında İngiltere’nin Orta Doğu’daki varlığa değindi.

Gürcanlı şunları yazdı:

İNGİLİZ ÜSSÜ

“İngiltere, 1930’larda terkettiği Irak’a geri dönüyor. Hem de ne dönüş;
Musul, Kerkük ve Erbil’in tam ortasına, tüm bu şehir merkezlerinin her birine yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Gayyara’ya İngiliz askeri üssü kuruluyor.
İngiltere, Irak hükümetiyle “IŞİD’le mücadele” altında zaten askeri işbirliğinin yolunu açmıştı. IŞİD’in Irak topraklarından sökülmesinin ardından ise, Bağdat ile Londra arasında “ikili güvenlik ve stratejik ortaklık anlaşması” imzalandı. Şimdi İngiltere, bu anlaşmayı temel alarak, Gayyara’da kapsamlı bir üs kuruyor.
Aslında ABD’nin boşaltmaya başladığı Irak’a tek giren “müttefik” İngiltere de değil; Petrol zenginliğine rağmen siyasi istikrarsızlık nedeniyle halkı fakirlik içinde yaşayan Irak’ta, savunma meselesi de kompartmanlara ayrılıp, çeşitli Batılı müttefiklere “emanet edimekte”; İngiltere üs kurarken, Fransa Irak’ın radar sistemlerinin kontrolünü, Güney Kore hava savunma sistemlerini, ABD ise hava sahası kontrolünü üstlenmiş durumdalar.

PETROL SAVAŞLARI

Bitmedi;
İngiltere sadece Irak’ın en kritik bölgesinde üs sahibi olmakla kalmıyor, Kerkük petrolleri de İngiliz BP şirketine emanet ediliyor. BP’nin Kerkük’teki doğalgaz ve petrol sahalarını işletmesine ilişkin milyarlarca dolarlık anlaşmanın bu ay içinde imzalanması bekleniyor.
Irak petrol Bakanı Hayan Abdül-Gani, BP şirketiyle Kerkük petrolleri için yapılacak anlaşmanın, daha önce Fransız Total şirketiyle Basra petrolleri için imzalanan anlaşmadan “daha geniş kapsamlı” olacağını açıkladı. Irak hükümetinin Total enerji ile imzaladığı Basra petrollerinin işletilmesine ilişkin anlaşma 27 milyar dolarlıktı.
İmzalanacak yeni anlaşma ile BP, yaklaşık bir asır sonra yeniden Kerkük bölgesinde petrol-gaz hakimiyetini alacak gibi duruyor; BP, 1920’lerde bölgede ilk petrolü bulan şirketler konsorsiyumu içinde yer almıştı.

BP İLE İMZA YAKIN

Bağdat hükümetinin BP ile imzalamak üzere olduğu anlaşma o kadar büyük ki, Kuzey Iraklı Kürtler de bir şekilde bu anlaşmanın bir parçası olmanın çabasına girmiş durumdalar. Davos Ekonomik Forumu’na katılan Kuzey Irak Kürt bölgesi Başbakanı Masrur Barzani, BP’ye petrol ve doğalgaz işletme izni verilen bölgenin “tartışmalı bölge” olduğunu öne sürerek, Erbil yönetiminin de sürecin bir parçası yapılması gerektiğini savundu. Kerkük bölgesi 2014 ila 2017 yılları arasında Kuzey Iraklı Kürtlerin kontrolüne girmiş, ancak daha Irak Merkezi hükümeti gönderdiği askeri güçle bölgenin kontrolünü yeniden Bağdat’a bağlamayı başarmıştı.

İKİLİ TİCARET PAKETİ

İngiltere’nin Irak’a dönüşü sadece askeri işbirliği ya da petrol-doğalgaz kaynaklarının işletmesi üzerinden de gerçekleşmiyor; İngiltere Başbakanı Starmer ile Irak Başbakanı Sudani arasında Londra’da 14 Ocak’ta imzalanan kapsamlı işbirliği anlaşmaları 12.3 milyar Sterlin değerinde bir ikili ticaret paketini de kapsıyor.

SULAMA İŞİNE DE GİRDİLER

İngiltere Irak’ta sulama işine de dahil oluyor; Irak’ın güney ve Batı bölgelerinde içme ve sulama sularının rehabilitasyonu için Bağdat ve Londra arasında 5.3 milyar sterlin değerinde bir başka anlaşma daha imzalanmış durumda. Bunlara ek olarak İngiltere, Irak ile Suudi Arabistan elektrik şebekelerini birbirine bağlayacak 1.2 milyar sterlin değerinde bir anlaşmanın yürütülmesini de üstlenecek.

Türkiye bir yandan ekonomik krizle boğuşur, diğer yandan demokrasi ve hukuk devleti değerlerini giderek yitirirken, bölgesel etkinliğini de kaybetmekte.
Irak’ta yaşanan güç dengesi değişimini “seyretmekle” yetinen Ankara, şimdilerde gözünü Suriye’ye dikmiş durumda.

Ankara, Suriye’de etkinlik sahibi olmanın yolunu, içeride Kürt kökenli vatandaşları ile barışmakta aramakta. Ancak bir yandan, toplumun bir kesimi ile barışılırken, diğer yandan atanan kayyımlarla, yapılan gözaltı ve tutuklamalarla toplumun diğer kesimi küstürülüp, ötelenmekte.

İç barışı sağlamak için, sadece bir kesimle değil, tüm kesimlerle barışmayan, siyasi yönelimi ne olursa olsun tüm vatandaşlara eşit uzaklıkta bir hukuk devleti kuramayan Türkiye’nin dışarıda da “cazibe merkezi” olma şansı pek yok. Eğer Ankara’da sağduyu galip gelip, demokratik değerlere dönüş başlamazsa, ne yazık ki Türkiye’nin Suriye’de yaşayacağı akibetin Irak’taki güç kaybından pek farklı olması mümkün görünmüyor.”

Odatv.com